Kılıç Günü Dizisi

6 Eylül 2010 Pazartesi

Leyla Bilginel: “Rol için zenginliği öğrendim”

atv’nin yeni dizisi Kılıç Günü’nde 90 gün ömrü kalan bir adamın hikayesi anlatılıyor. Dizide çok zengin bir kadını canlandıran Leyla Bilginel “Zenginliği bilmiyordum. Onları anlamak için çevremi değiştirdim” diyor

Düşünün, bir gün aniden doktor size 90 gün ömrünüzün kaldığını söylüyor. Ne yaparsınız? Osman Sınav’ın ses getiren dizilerinden biri olacağı söylenen Kılıç Günü, işte bu eksende gelişen ve önümüzdeki günlerde seyirciyle buluşacak olan bir hikayeyi anlatıyor. Leyla Bilginel de Suzan karakteriyle karşımızda olacak.

Bu yıl Leyla Bilginel’in işi zor aslında. Hem yollara düşecek hem de setten sete koşturacak. Oyuncunun sunduğu Ley-Leyla, bir gezi programı. Bilginel Anadolu’yu karış karış gezerek kentlerin bilinmeyen hikayelerini anlatıyor. İddialı bir yapım olan Kılıç Günü’nde ise çok zengin bir kadını canlandıracak.

Bu rolün kendisine çok uzak olduğunu söyleyen Bilginel, yine de altından kalkabilmek için çok çalıştığını anlatıyor: “Suzan değişik bir kadın. Aşırı zengin. Ben zenginliğin ne olduğunu bilmiyorum. Çok zengin bir insan ne düşünür, nasıl davranır diye? Biraz gözlem yapmam gerekiyordu, bu rol için çevremi değiştirmeye başladım. Sosyeteye yakın olmaya çalıştım, arkadaşlar edindim. Onların pahalı bir çantayı, saati kollarında nasıl taşıdıklarını gözlemledim. Üç, beş partiye katıldım. Aşırı paranın verdiği şımarıklık hepimizde olur. Kolundaki saatin 50 bin dolar olduğunu bildiğin için ayrı taşırsın. Suzan da böyle çünkü. Kötülerin başrol oyuncusu o.”

KARDEŞİM BENİ DEĞİŞTİRDİ

Ona dizideki hikayenin başına geldiğini düşünmesini istiyoruz. 90 gün ömrü kalsa, ne yapar? Hiç düşünmeden yanıt veriyor: “Ben yaşadığım sıkıntılara, acılara hiç sığınmadım. 24 yaşındaki kardeşimi bir sabah kaybettim. Neden öldüğünü bile bilemedik. Kardeşimin vefatında şunu düşündüm: Acı da mutluluk da gözyaşı da hayatın bir parçası. 90 günüm kalsaydı bile geride bırakacağım iyilik ve kötülük dışında hiçbir şeyin varolmadığını bilirdim. Ben artık bana kötülük yapana bile kötülük yapmamayı öğrendim. Arkamdan kimseyi incitmeden gitmek istiyorum bu dünyadan. Kardeşim Serkan’ın ölümünden sonra çok değiştim. Kendimi tüketip de başkalarına zarar vermemeyi fark ettim. Bu hayat gerçekten bu kadar dedim. Artık kimse benim canımı acıtamaz. Daha rahatım, pozitifim. 90 günlük bir ömrüm olsa bile yine de hayatı ertelemezdim, dolu dolu yaşardım.”

Röportaj: Özkan Güven/Star Gazetesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder